Kaşıklardan hangisi olursa olsun, (çorba - komposto - dondurma) bunları daima sağ elde bulundurarak kullanmalıdır.
Sonra tabağımıza almış olduğumuz çorba, komposto, ya da dondurmanın yenmeleri sona erince elimizdeki kaşığı masanın üstüne bırakmak ya da tabakla masa arasında köprü yapar gibi dayamak kesinlikle doğru değildir.
Kaşıklarımızın işi bitince bunları ancak tabaklarınız ve kâselerimizin içine bırakmaklığımız gerekir. Komposto kâsesi, ya da dondurma kupası bir küçük tabağın üstüne oturtulmuş olarak servis yapıhrsa, kaşığı tabağm kenarına bırakmalıyız. Bıçak da, aynen kaşık gibi daima sağ elde tutularak kullanılır.
Çatala gelince; eğer bıçak ile bareber kullanılmıyorsa, yani yalnız başına kullanılıyorsa, onu da sağ el ile kullanmaklığımız gerekir. Sol elle yemeğe ancak sağ elimiz meşgul olduğu zaman izin verilebilir. Sonra bir bıçak, yazı kalemi gibi tutulamıyacağı gibi, süngü ile hücum eder durumda ucu havaya kalkık bir şekilde elde tutmak da doğru değildir.
Bazen de, davetlerde fazla nazik olmaya yeltenen kimselere rastladığımız olmuştur. Bunlar ellerindeki bıçak ve çatalı iki parmaklan arasında tutarak kullanmak isterler. Bu gibi davranışlar sofra görgüsünce doğru olmadığı gibi, ayıp sayılır. Çünkü bu gibi nezaket gösterişleriyle, bıçağa kuvvetlice kullanılmıyacağmdan kesmekte olduğumuz parçayı bir başkasının üstüne sıçratmak olasılığı daima mevcuttur. Bıçağı ancak sapından avuç ile tutulmuş olarak ve şehadet parmak da (baştan sonra gelen ikinci parmaktır) bıçağı çelik kısmının üstüne uzatılmış bir şekilde kullanmalıdır. Yemek anında bıçağı ağıza götürmek veya sokmak ya da bıçak ile ağıza yemek almak kesinlikle doğru değildir.
Sonra yine, bazı kimselerin, tabaklarına almış oldukları et, börek vb. gibi yiyecekleri, küçük parçalara kestikten sonra bıçağı bir tarafa bırakarak, bu kesilmiş parçalan çatalla yavaş yavaş yemeğe devam ettiği çok kez görülmüştür. Sırf işi kolaylaştırmak için yapılan bu işlem de doğru değildir. Tabaklanmızdaki et, börek v.b. ancak ağzımıza götüreceğimiz zaman ve avurtlanmızı şişirmeden kolayca ağzımızda dönebilecek büyüklükte bir parçayı kesip yedikten sonra ikinci parçayı keserek yemekliğimiz gerekir.
Sebze gibi bazı yemekleri kesmek veya istenilen kısımlara ayırmak için kesinlikle bıçak kullanmak gerekmez. Bu ödevi rahatlıkla çatalla da yapabiliriz.
Bundan başka, çok kimselerin, bıçağını tabaktaki yemekleri çatalın üstüne istiflemek için kullandıkları bilinmektedir. Fransızların da duvarcı dedikleri bu gibi davranışlar da sofra görgüsünce hoş karşılanmamakta olduğunu ayrıca kaydetmek isteriz.
Tabağımızdaki her yemeği yiyip bitirdikten sonra da, çatal ve bıçaklarımızı yanyana olmak üzere tabağımızın tam ortasına bırakmaklığımız gerekir. (Tabağa bırakılan çatalın dişleri havaya doğru çevrilmiş olarak bırakılmalıdır.)
Her ne şekilde olursa olsun, çatal ve bıçakların uçları tabağa sapları da masa örtüsüne dayanmış olarak bırakmak doğru değildir.
Bazı memleketlerde, çatal ve bıçağın rolü yukarıdaki anlattığımızdan daha fazladır. Bunların tabakta duruş durumlarından anlam bile çıkartılmaktadır. Örneğin; A.B.D.de bıçak yalnız etleri kesmekte kullanılır, yani etten bir parça kestikten sonra bıçak tabağa bırakılır, çatal da sağ ele alınarak, kesilen parça ağza götürülür. Yine bazı yerlerin âdetlerine göre de, çatal ve bıçak tabak içinde bir haç şeklinde bırakılacak olursa, yenilen yemekten tekrar istenilmekte olduğu anlamına gelmektedir.
Çatal, kaşık kullanma bölümümüzde son olarak şunu da kaydetmek yerinde olur ki bazı kimseler titizliklerinden veya temiz olmayan restoranlarda yemek yemekte olduklarında edindikleri alışkanlıktan çatal, bıçaklarını önlerindeki peçete veya sofra örtüsüne silmelerini alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu gibi alışkanlıklar davetliyi olduğu kadar, etrafındakilere çatal ve bıçakların pis olduğu hissini uyandırması bakımından, ev sahibini de zor bir duruma sokacağı doğaldır. Bu bakımdan böyle bir davranış şekli değil büyük sofralarda, hattâ samimî aile davetlerinde bile hoş bir etki bırakmaz.
|