Mutluluk hormonunu yükseltmesiyle bilinen çikolata, herkesin ortak tutkusu ve dünyanın en sevilen lezzetlerinden. Üzerine makaleler yazılan, araştırmalar yapılan, hatta filmler bile çekilen, kakao ile hayatlarımıza giren çikolata, tarihi kaynaklara göre geçmişi tam 4000 yıl öncesine dayanıyor. Adını duyunca bile insanı mutlu eden çikolatanın tarihini biliyor musunuz?
Ham maddesi kakao çekirdeği olan çikolata, dünyanın birçok yerine en sevilen lezzetler arasındadır. Temel olarak sütlü, bitter ve damla çikolata olmak üzere 3 farklı çeşidi vardır. İçerisinde karamel, meyve sosları ve kuru yemişler kullanılabilir.
Çikolatanın geçmişi bundan tam 4000 yıl öncesine dayanıyor. Tarihi kaynaklara göre çikolata ilk kez Meksika topraklarında içecek şeklinde kullanılıyor. Çikolata üretimi Orta Amerika'nın tropikal yağmur ormanlarına kakao tohumları ekilmesiyle ve daha sonra fermente edilerek macun haline getirilmesiyle gerçekleşiyor. Mayalar ise kakaonun büyüsüne kapılarak kakao tanrısı olduğuna inanıyor; mutluluk ve huzur için ona tapıyorlar. Bu dönemde çikolata çok değerli ve herkese sunulmayan bir içecek. Sadece kutsal seremonilerde; krallar, askerler, din adamları ve soylular tarafından içilebiliyor.
Çikolatanın Amerika’dan Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayılması Hernan Cortes adlı İspanyol bir kaşif sayesinde oluyor. Aslına bakılırsa ilk kez Kristof Kolomb’un kakaoyu keşfettiği ama ülkesine hiç getiremediği, hatta hiç tadamadığı öne sürülüyor. Meksika’yı işgal eden denizci Cortes çikolatayı da Avrupa’ya taşıyan ilk kişi oluyor. İspanyollar ilk kez bu içeceğe şeker katarak günümüz çikolatası için önemli bir adım atıyorlar. İspanya yüz yıl gibi uzun bir süre çikolatayı diğer ülkelerden saklıyor. Ta ki İspanya Kralı III. Phillip'in kızı Prenses Anne ile Fransa Kralı XIII. Louis evlenene kadar. Fransa'ya çikolatalarını götürerek tarihe yön veriyor.
Avrupa’da zamanla çikolata talebi artınca koloni ülkelerde kakao tarlaları kuruluyor ve hızla kakao üretimi başlıyor.Uzun süre aristokrat ve soyluların yiyeceği olan çikolatanın üretimi, Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten'ın icadı kakao makinesiyle bir devrime uğruyor. 1828'de icat edilen makine kakao yağını kavrulmuş kakao tohumlarından ayırıyor ve geriye kalan çikolata kuru bir toza dönüşebiliyor. Bu toz; sıvı ve başka malzemeler ile karıştırılabiliyor, katılaştırılıp yenilebilen, kolay hazmedilen çikolata haline geliyor.
Çikolata üretiminin fiyatı bu şekilde düşüyor ve bu, çikolatayı sıradan insanların da ulaşabileceği bir yiyecek haline getiriyor. İlk kez 1847’de, J.S. Fry & Sons adlı bir İngiliz şirketi yenilebilir katı çikolatayı üreterek çikolata tarihinde önemli bir gelişmeyi gerçekleştiriyor. Rodolphe Lindt ise 1879’da kakao yağını homojen bir şekilde kakao tozuyla karıştıran bir makine üreterek kadife dokulu ve daha lezzetli bir çikolata üretiyor.
1693 yılında İtalyan gezgin Gemelli Careri İzmir’e gelir. Yanında kakao getirmiştir, ve dostuna sıcak çikolata ikram etmiştir. Rivayete göre Careri’nin sıcak çikolata ikram ettiği dostunun, çikolatayı içtikten sonra başı dönünce, içki verip sarhoş etmek ve aklını başından almakla suçlamıştır.
Kakaonun tadını, Osmanlıda da uzun süre, tıpkı Avrupa’da olduğu gibi, sadece saray ve saraya yakın seçkin kişiler biliyordu.
Nestle 1909'da İstanbul Karaköy’de, çikolata ve yoğunlaştırılmış süt ithal eden şubesiyle Türkiye’ye girdi. 1927’de İstanbul Feriköy'deki bira fabrikasını çikolata fabrikasına dönüştürürek üretime başladı.
Ordu’da 1936’da fındıkçılık yapmak üzere kurulan Sağra’nın ilk çikolata fabrikası da 1946’da açıldı.
11 Ağustos 1992’de TSE sütlü, bitter, beyaz ve sade, çeşitli dolgulu olmak üzere çikolata standartlarını belirledi.
|