|
|
Bitlis Arı Yetiştiricileri Birliği |
|
Banu Atabay
Yazar
Kayıt: 26.05.2005
Mesajlar: 1489 Şehir: Beşevler ÇANKAYA |
Kısa URL: https://ml.md/lc94322
Gönderme Tarihi: 08.Arl.2013
2,290 defa indirildi / yazdırıldı
|
BA Öncelikle çok teşekkür ederiz bize vakit ayırdığınız için.
MA Biz teşekkür ederiz.
BA Öncelikle adınızı ve bu kurumu öğrenebilir miyiz?
MA Ben Medeni Avcil. Burası Bitlis Arı Yetiştiricileri Birliği. Bütün Türkiye'de 60.000 arı yetiştirici üyesi olan birliğin Bitlis şubesi. Merkez birliğimiz Ankara'da bulunmakta 79 ilde örgütlüyüz.
BA Bitlis Balı meşhur, diğer yöre ballarından farkı nedir?
MA Bitlis coğrafyasının yüzde yetmiş biri dağlarla çevrilidir. Tarıma elverişli araziler oldukça sınırlı. Bu arazinin yüzde seksen beşi yayla ve meralardan oluşmakta. Bitlis'te endemik bitkilerin olduğu bir coğrafya var, flora bakımından son derece zengin. Bitlis kent merkezinin bile rakımı 1550-1560 metre civarında. Dolayısıyla bir burada üretimi oldukça yüksek rakımda gerçekleştiriyoruz. Balın kalitesi hem flora zenginliğinden hem de endemik bitkilerin yoğunluğundan, hem de yüksek rakımdan gelmektedir. Diğer yörelerde olmayan farklı bir floranın Bitlis'te olması bala ayrı bir aroma katmaktadır. Ağırlıklı olarak Bitlis balı kekik ve geven dediğimiz çiçeklerden tabi daha binlerce çiçek türünden oluşmaktadır. Bizim Bitlis balını diğer yöre ballarından ayıran özelliklerini tespit etmeye yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Bitlis balı için bir coğrafi işaret patenti alma gayretindeyiz. Ankara'ya Atom Enerjisi Kurumuna da numuneler gönderdik. Bitlis balının trolin değeri de onu ayırt eden en önemli özelliklerden biridir. Trolin değeri mana olarak bir balda bulunması gereken değerler demektir. Tarım Bakanlığının bu konuda belirlediği üst seviye 300 iken Bitlis balının trolin değeri 500'ün üzerindedir.
BA Oldukça yüksek bir değer. Bitlis'te yılda ne kadar bal üretiliyor?
MA Birliğimize kayıtlı 750 adet işletmemiz var. 100.000 üzerinde modern kovanımız var. 20.000'in üzerinde "karakovan" denilen ilkel kovanlarımız var. Bunlar genelde tezekten ve sepetten yapılmış kovanlardır. Biz bu kovanları da modernize etmek istiyoruz. Bizim burada kovan üretim tesisimiz var. Bu tesis Türkiye'de ki en büyük kovan üretim tesisidir. Eskiden bu tesis, "Arıcılık Araştırma Enstitüsü" idi 1996 yılında kapatıldı biz burayı birlik olarak devraldık.
BA Birliğinizin kuruluşu 2002 değil mi?
MA Doğru 2002 yılında kurulduk. 1996 yılında burası teröristler tarafından roket atarlarla saldırıya uğradı, her tarafı yakıldı, kundaklandı. Tarım bakanlığı bu enstitüyü kapattı. Kapatıldıktan sonra da burası harabeye döndü. Sonra burayı biz devraldık tamamını elden geçirdik, yeni binalar yaptık, buraya yaklaşık 4 milyon lira kadar harcama yaptık, bütün bu alanda 4 tane işletmemiz var. Kovan üretimi, çıta, temel petek tesisi, bal paketleme ve dolum tesisi, üyelerimizin ürünlerini paketleyebilecekleri tesisler, arıtma tesisimiz var, en başta 2 katlı 500 metre kare büyüklüğünde bal evimiz var. Şu anda bazı sıkıntılarımız var, bu sıkıntılarımızı aştığımız zaman bu ünitelerimizin tamamı faaliyete geçecektir. Aşağıda 10.000 metrekarelik bir festival alanımız var. Havuzlu, kamelyalı alanı biz doldurduk, gördüğünüz gibi sosyal tesisler yaptık, şu kenarındaki binada, fırınımız, büryan tandırımız var, çok emek verdik. Bizim bu kampüsümüz arıcılık adına Türkiye'de ki en modern tesis özelliğini taşıyor.
BA Tarım ürünlerinde bir sene çok, bir sene az ürün alınır, arıcılıkta da böyle bir şey var mı?
MA Arıcılık tamamen mevsim şartlarına bağlı yapılan bir üretimdir. Yani flora ve iklim koşullarına bağlı bir durumdur.
BA Yani o sene yağan yağmura, kara ya da rüzgara göre de değişebiliyor mu?
MA Tamamen öyle, mesela şimdi her taraf yemyeşil daha çiçeklenme başlamadı. Bitlis'te bal akımının yoğun olduğu aylar 15 Haziran - 15 Temmuz'dur. Arıcılarımız daha çok ılıman olan bölgelere yani aşağılara doğru gidecekler, burası özellikle iklim değişikliklerinin başladığı nokta. Mesela mevsim güzel ama son yıllarda olduğu gibi havada toz bulutları var, arı böyle havalarda bitkilerden istifade edemiyor. Ya da rüzgar olabilir, bunlar çiçeklerin kurumasına yol açar, balcılık için olumsuz durumlardır. Biz buna kuraklık deriz evet çiçekler vardır ama arıcılık için uygun değildir. Özellikle güneyden esen rüzgar çiçeklerin kurumasına sebep oluyor. Doğu Anadolu bölgesi yayla çiçek balı üretiminin merkezidir.
BA Bitlis Türkiye'nin bal ihtiyacının yüzde kaçını karşılıyor?
MA Bizim yerli arıcılarımızın dışında Türkiye'nin her tarafından buraya üretim yapmak için gelen arıcılar var. Türkiye'de iki çeşit bal üretimi var. Kıyı ege bölgesinde çam balı üretimi bir de Doğu Anadolu bölgesi havzasının çiçek balı üretimi vardır. Burası Karadeniz bölgesi, Akdeniz bölgesi ve İç Anadolu bölgesi arıcılarının ziyaret ettikleri bir bölge. Dolayısıyla Türkiye'de ki çiçek balı üretiminin üçte ikisi Doğu Anadolu bölgesinde gerçekleşiyor. Mesela Karadeniz bölgesinin arıcıları kovanlarını toplayıp buraya getiriyor, üretimini burada yapıyor, ama bağlı bulundukları ile kayıtlı oldukları için, sanki bu bal Karadeniz'de üretiliyormuş gibi rakamlara geçiyor. İstatistiklere bakarsanız Türkiye'de en çok balı Karadeniz bölgesi üretiyor ama bu çok yanlıştır, üreticiler kovanlarını buraya getiriyorlar ve üretimlerini burada yapıyorlar.
BA Bu çok önemli bir bilgi.
MA Karadeniz bölgesi tropikal iklime sahip bir bölge, yağış nem çok fazla, arı böyle bir iklimi sevmez. Arı ormandan bal almaz, daha çok kır çiçeklerinden bal alır bu da Karadeniz'de yok. Arının polen sepeti vardır, yağışlı bölgelerde çiçek ıslak olunca o poleni alamaz. Karadeniz'de arıcılık gelişmiştir ama buraya gelerek üretim yaparlar.
BA Ankara'da da AOÇ balları güvenilir ve güzel ballardır.
MA Ben ODTÜ için gözlem kovanı yapmıştım. Geçenlerde Ankara'da Bitlis tanıtım günleri olmuştu...
BA Evet katıldım.
MA Fuar girişine gözlem kovanı yapmıştık canlı arı vardı. Daha sonra o kovanı ODTÜ biyoloji bölümüne verdik. ODTÜ biyoloji bölümünün 50 tane kovanı var, biz gittiğimizde orayı da ziyaret ettik. Kovan bıraktık, arılarını inceledik, gerçekten çok güzel arıları vardı. Çevrede arı ve arıcılık da olmadığı için çok üzel bal alıyorlardı. Arıcılıkta yaylanın çiçeklerinin kapasitesine göre arı koymak gerekir, çok fazla arı/kovan koyarsanız verim düşer.
BA Bal taklidi en çok yapılan bir ürün, biz tüketici olarak nasıl ayırt edeceğiz?
MA Doğru bize bu soru çok soruluyor, balın tahlili her yerde olmayan pahalı ekipmanlarla yapılabiliyor. Sıradan insanlar çok zor ayırt edebiliyor. Bizim gibi uzun süreden beri bal yeme alışkanlığı olanlar biraz anlayabiliyorlar. Hangi üreticinin ürettiği işletme numarası üzerinde olan ürünlere güvenilebilir.
BA Bilinen markalara da güvenebilir miyiz?
MA Sonuçta marka dediğiniz de kendisi üretim yapmıyor, Türkiye'nin birçok yerinden üreticilerden toplayıp harman yapıyorlar paketliyorlar. Bal kesinlikle güven üzerine alınması gereken bir ürün.
BA Biz Ankara'da AOÇ balı kullanıyoruz, sonuçta devletin balı.
MA Atatürk Orman Çiftliği her sene bize yazı gönderir şu kadar bal alınacak fiyat teklifi verin derler biz de veririz. Ankara'da ODTÜ'nün ballarından alabilirseniz onlar çok güzel tavsiye ederim. Bizim burada ürettiğimiz Türkiye'de ilk defa üretilen bir kovan modelimiz var mucide benim çift kasnaklı oluşuyor, inşallah bu kovanlarda daha iyi üretim yapılacak.
BA Siz kaç senedir arıcık işindesiniz?
MA Ben arıcı anne babanın çocuğuyum, takribi olarak 35 yıldır işin içindeyim. Benim çocukluğumda bile biz aile olarak modern ve teknik arıcılığı biliyorduk. Biz kafamızı hep daha iyi nasıl yapabiliriz diye yorduk.
BA Kaç yaşınızdasınız?
MA 59 yaşındayım.
BA Türkiye'de ki arıcılığın sorunları nelerdir?
MA Biz Çin'den sonra dünyada en çok arı varlığına sahip ülkeyiz. 5,9 milyon kovan varlığımız var. Ancak gelişmiş ülkelere bakarsak kovan başına üretim miktarımız oldukça düşük. Birçok ülke 30-50 kilo arasında kovan başına üretim yaparken bizde maalesef bu sayı kovan başına 15-17 kilo civarında. İşte bunu daha üste nasıl çıkarabiliriz, hangi teknikleri uygulayabiliriz. Bunun teknikleri sır değil biliniyor ama uygulanmıyor. Bu ülkenin karar organları bu işin önemini hala anlayamadılar.
BA Arı türünün etkisi var mı?
MA Tabi arı türü de etkili ama her bölgenin arısı farklıdır. Mesela kafkas arısı daha soğuk iklimde yaşar. Sıcağa dayanıklı bir arıyı soğuk bir bölgeye getir yaşayamaz. Gezgin arıcılık bir miktar gen kaynaklarının yok olmasına sebep oldu. Eskiden Bitlis'te hastalıklara, soğuğa dayanıklı bir ırkımız varken bu ırk yok oldu, gezgin arıcılık gen kaynaklarımızı yok etti. Ücra köşelerde bu arı hala vardır ama devletin bunu çoğaltmak için bütçe ayırması lazım. Bu bizim bölgenin arısı değil dünyanın kaynağıdır ve yok olmaması lazımdır. Bu çok sağlam bir ırktır. Bal öyle bir gıda ki bulunduğu yerdeki kokuyu da üzerine çeker, çevredeki flora neyse bal öyle kokar, bu bakımdan her bal farklıdır, her bal üretildiği yöre çiçekleri gibi kokar.
BA Zirai ilaçlamanın bal üzerinde olumsuz etkisi nedir.
MA Çok büyük olumsuz etkisi var. Arıcılık olan yerde tarım ve ilaçlama olmamalı. Bizim yöremizde tarım olmadığı için balımıza tarımsal ilaçlar geçmemekte.
BA Balın koyu renkli olması daha kaliteli olduğu anlamına mı geliyor.
MA Evet koyu bal kaliteli baldır ancak kristalize olmuş balı çözmek için yapılacak kaynatma işlemi çok olursa o bal da koyu olur ama kalitesiz baldır. Gerçek bal kristalleşir, halkımız bunu yanlış biliyor onu kalitesiz bal zannediyor. O kristali çözmek için hafif sıcak suda çözmek lazımdır, kaynar suda çözmek rengini koyulaştırır ve değerini düşürür. Yani içindeki yararlı maddeler ölür.
BA Efendim çok teşekkür ederiz katkılarınız için.
MA Ben de çok teşekkür ederim.
|
|
Bitlis Arı Yetiştiricileri Birliği Tarifleri Söyleşiler
|
|